Cyber Resilience Act (CRA) Nedir?

Caner Bulut

Caner Bulut

Founder & CEO

18.04.2025

(CRA), Avrupa Birliği pazarında yer alan dijital unsurlara sahip donanım ve yazılım ürünleri için siber güvenlik gerekliliklerini tanımlayan yasal bir çerçevedir.

Bu yasa ile birlikte üreticiler, bir ürünün tüm yaşam döngüsü boyunca güvenliği ciddiyetle ele almakla yükümlü hâle gelmiştir.

Dijital donanım ve yazılım ürünleri, başarılı siber saldırılar için en yaygın hedeflerden biridir.

Birbirine bağlı sistemler ortamında, tek bir üründe yaşanan bir siber güvenlik olayı, kısa sürede tüm bir organizasyonu veya tedarik zincirini etkileyebilir ve hatta dakikalar içinde iç pazar sınırlarını aşarak yayılabilir.

Avrupa Siber Dayanıklılık Yasası

CRA öncesinde, Avrupa Birliği ve üye ülkeler düzeyinde alınan farklı yasal düzenlemeler ve girişimler, siber güvenlikle ilgili sorunları ve riskleri yalnızca kısmen ele alabiliyordu. Bu da iç pazarda parçalı ve karmaşık bir mevzuat yapısı oluşmasına neden oluyordu.

Bu parçalı yapı, hem üreticiler hem de kullanıcılar için yasal belirsizlik yaratıyor, benzer ürün türleri için birçok farklı gerekliliğe uyum sağlama zorunluluğu da şirketler üzerinde gereksiz bir yük oluşturuyordu.

Avrupa Siber Dayanıklılık Yasası, bu sorunlara bütüncül bir yaklaşım getirerek siber güvenlikte netlik ve tutarlılık sağlamayı amaçlamaktadır.

Dijital Ürünlerin Sınır Tanımayan Güvenlik Riskleri

Dijital ürünlerin siber güvenliği, güçlü bir sınır ötesi boyuta sahiptir; çünkü bir ülkede üretilen dijital ürünler, genellikle Avrupa Birliği iç pazarındaki farklı ülkelerdeki kuruluşlar ve bireyler tarafından kullanılmaktadır.

Avrupa Siber Dayanıklılık Yasası (CRA), iki temel sorunu ele alır:

  1. Dijital unsurlara sahip ürünlerin düşük siber güvenlik seviyesi:

    Bu durum, yaygın güvenlik açıkları ve bu açıkları gidermek için sunulan güvenlik güncellemelerinin yetersizliği ve tutarsızlığı ile kendini gösterir.

  2. Kullanıcıların yetersiz bilgiye sahip olması ve güvenli ürün seçememesi:

    Kullanıcılar, ürünlerin siber güvenlik özelliklerini yeterince anlayamadıkları veya bu bilgilere erişemedikleri için, güvenli kullanım sağlayacak ürünleri seçememekte veya güvenli şekilde kullanamamaktadır.

Belirli koşullar altında, daha büyük bir elektronik bilgi sistemine entegre edilen ya da bu sistemlere bağlı olan dijital bileşenlere sahip tüm ürünler, kötü niyetli aktörler için bir saldırı vektörü hâline gelebilir.

Sonuç olarak, kritik olmayan donanım ve yazılım bile ilk aşamada bir cihazın veya ağın ele geçirilmesine neden olabilir. Bu da kötü niyetli kişilerin sisteme ayrıcalıklı erişim sağlamalarına veya bir sistemden diğerine geçiş yapmalarına olanak tanır.

Dijital Unsurlar İçeren Ürünlere Örnekler

Cyber Resilience Act

Uç Kullanıcı Cihazları:

  • Dizüstü bilgisayarlar
  • Akıllı telefonlar
  • Sensörler ve kameralar
  • Akıllı robotlar
  • Akıllı kartlar
  • Akıllı sayaçlar
  • Mobil cihazlar
  • Akıllı hoparlörler
  • Router (yönlendirici) cihazlar
  • Switch'ler
  • Endüstriyel kontrol sistemleri

Yazılım Ürünleri:

  • Donanım yazılımları (firmware)
  • İşletim sistemleri
  • Mobil uygulamalar
  • Masaüstü yazılımlar
  • Video oyunları

Donanım veYazılım Bileşenleri:

  • İşlemciler (CPU)
  • Ekran kartları (GPU)
  • Yazılım kütüphaneleri

Dijital Unsurların Güvenlik Açıklarını Kullanan Siber Saldırı Örnekleri

Pegasus Casus Yazılımı:

Mobil telefonlardaki güvenlik açıklarını istismar ederek, kullanıcıların haberi olmadan cihazlarına sızan gelişmiş bir casus yazılımdır. Özel mesajlardan kamera erişimine kadar pek çok bilgiye erişim sağlamıştır.

WannaCry Fidye Yazılımı:

Windows işletim sistemindeki bir güvenlik açığını hedef alarak dünya çapında 150’den fazla ülkede on binlerce bilgisayarı etkileyen bir fidye yazılımı saldırısıdır. Sistemleri kilitleyip kullanıcıdan fidye talep etmiştir.

Kaseya VSA Tedarik Zinciri Saldırısı:

Ağ yönetimi yazılımı kullanan Kaseya VSA üzerinden gerçekleştirilen bu saldırı, zincirleme etki yaratarak 1000'den fazla şirkete zarar vermiştir. Yazılım güncellemesi gibi görünen kötü amaçlı kodla sistemlere sızılmıştır.

Bu örnekler, dijital ürünlerdeki güvenlik zafiyetlerinin sadece bireysel kullanıcıları değil, küresel ölçekte kurumları ve tedarik zincirlerini de etkileyebileceğini göstermektedir.

Sonuç Olarak

Dijital ürünlerin güvenliği, yalnızca teknik bir zorunluluk değil; aynı zamanda kullanıcı güveni, kurumsal itibar ve yasal uyumluluk açısından da kritik bir unsurdur.

Avrupa Siber Dayanıklılık Yasası (CRA), üreticilere daha sorumlu ve şeffaf bir dijital ekosistem inşa etme yükümlülüğü getirmektedir.

Girin olarak biz de bu bilinçle hareket ediyor, geliştirdiğimiz tüm yazılım ve donanım bileşenlerinde siber güvenliği önceliklendiriyoruz.

Ürün yaşam döngüsünün her aşamasında güvenliği esas alıyor, CRA gibi uluslararası düzenlemelere tam uyum sağlamak için çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Amacımız, hem müşterilerimizin güvenliğini sağlamak hem de dijital dünyada sürdürülebilir bir güven ortamına katkı sunmaktır.